Târık Suresi17 Ayet
وَالسَّمَٓاءِ وَالطَّارِقِۙ
Göğe ve "Tarık’a" kasem ederim.
وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا الطَّارِقُۙ
Tarık, bilir misin nedir?
اَلنَّجْمُ الثَّاقِبُۙ
O pırıl pırıl parlayan bir yıldızdır.
اِنْ كُلُّ نَفْسٍ لَمَّا عَلَيْهَا حَافِظٌۜ
Hiçbir kimse yoktur ki yanında bekçi bir melek bulunmasın.
فَلْيَنْظُرِ الْاِنْسَانُ مِمَّ خُلِقَۜ
Öyleyse insan neden yaratıldığını bir düşünsün.
خُلِقَ مِنْ مَٓاءٍ دَافِقٍۙ
(6-7) O, bel ile göğüs nahiyesinden çıkan, atılan bir sudan yaratıldı.
يَخْرُجُ مِنْ بَيْنِ الصُّلْبِ وَالتَّرَٓائِبِۜ
(6-7) O, bel ile göğüs nahiyesinden çıkan, atılan bir sudan yaratıldı.
اِنَّهُ عَلٰى رَجْعِه۪ لَقَادِرٌۜ
Onu ilkin yaratan Allah, elbette onu diriltmeye kadirdir.
يَوْمَ تُبْلَى السَّرَٓائِرُۙ
Gün gelir, bütün gizli haller ortaya dökülür...
فَمَا لَهُ مِنْ قُوَّةٍ وَلَا نَاصِرٍۜ
O gün insanın ne bir kudreti, ne de bir yardımcısı kalır.
وَالسَّمَٓاءِ ذَاتِ الرَّجْعِۙ
(11-12) Yağmur dolu gök, bitkilerin çıkması için yarılan yer hakkı için:
وَالْاَرْضِ ذَاتِ الصَّدْعِۙ
(11-12) Yağmur dolu gök, bitkilerin çıkması için yarılan yer hakkı için:
اِنَّهُ لَقَوْلٌ فَصْلٌۙ
Bu Kur’ân, kesin bir sözdür, hakla batılı ayırt eden bir sözdür!
وَمَا هُوَ بِالْهَزْلِۜ
O bir şaka değildir.
اِنَّهُمْ يَك۪يدُونَ كَيْدًاۙ
O kâfirler, vargüçleriyle hile kurarlar.
وَاَك۪يدُ كَيْدًاۚ
Ben de kurarım, (yani hilelerini boşa çıkarırım).
فَمَهِّلِ الْكَافِر۪ينَ اَمْهِلْهُمْ رُوَيْدًا
Öyleyse o kâfirleri kendi hallerine bırak! (yakında sana desteğimiz gelecektir.)